Kovid-19’un pandemi olarak ilan edilmesinin dördüncü yıl dönümü yaklaşıyor. Aşıların 2024’te kullanıma sunulması, hastalığı, yetkililerin 2020 başlarında kontrol etmeye çalıştığı hastalıktan çok farklı bir canavar haline getirdi. O zamandan beri SARS-CoV-2 virüsü ve etkileri hakkında çok şey öğrendik, ancak bu araştırma 2020’de de devam edecek. önümüzdeki yıllar. Yakın zamanda yayınlanan bir yayın, vejetaryen veya vegan beslenmenin Kovid-19’a karşı korunmaya nasıl yardımcı olabileceğine dair yeni manşetlere yol açtı, ancak bazı uzmanlar çalışmanın bu kadar abartıldığına ikna olmadı.
UYARI: İçeriğimiz tavsiye amaçlı yazılmamıştır. Uygulamadan önce mutlaka doktorunuza danışınız.
Kaynak:https://www.iflscience.com/is-a-vegan…
Araştırma grubu, Mart ve Temmuz 2022 arasında toplanan 702 Brezilyalı yetişkinden elde edilen verileri kullanarak, kendi bildirdikleri beslenme alışkanlıklarına göre bu bireyleri hem omnivor (424 birey) hem de ağırlıklı olarak bitki temelli (278 birey) gruplara ayırdı.
Bitki temelli grup daha sonra iki kategoriye ayrıldı: haftada üç defadan fazla et yemeyenler olarak tanımlanan esnekçiler ve birleşik vejetaryen/vegan kategorisi.
702 kişiden oluşan kümenin tamamından 330’u (yüzde 47) Kovid-19 hastası olduğunu bildirdi; 224’ü ‘hafif’ semptomlara sahipti, geri kalan 106’sı ise ‘orta’ semptomlara sahipti.
Verilerin analizi, hepçillerin rapor edilen Kovid-19 vakalarının bitki bazlı gruplara göre önemli ölçüde daha yüksek olduğunu (yüzde 52’ye karşı yüzde 40) ve zor zamanlar geçirme olasılıklarının daha yüksek olduğunu, yüzde 18’inin orta ila şiddetli semptomlar bildirdiğini (11’e karşı) ortaya çıkardı. yüzde). olduğunu gösterdi.
Bitki bazlı kümelenmelerde daha az önceden var olan tıbbi rahatsızlık, daha yüksek fiziksel aktivite oranları ve daha düşük obezite oranları vardı; Bunların hepsi yazarların Kovid-19 ve komplikasyonları için potansiyel risk faktörleri olarak işaret ettiği konulardır.
Genel olarak ve kafa karıştırıcı faktörler düzeltildikten sonra çalışma, çoğunlukla vejetaryen veya vegan beslenme uygulayanların, omnivor bir diyet uygulayanlara göre hastalığa yakalanma olasılığının yüzde 39 daha az olduğu sonucuna vardı.
Tek başına bu manşet rakamı dikkate alındığında, yeme alışkanlıklarınızı değiştirmenin potansiyel olarak ölümcül bir hastalığa karşı savunmada uzun bir yol kat edebileceği sonucuna varmak kolaydır. Ama ne yazık ki işler o kadar kolay değil.
Makalenin yazarları şöyle diyor: “Bitki bazlı diyetlerin veya vejetaryen beslenme kalıplarının uygulanmasını öneriyoruz.” Ancak araştırmaya doğrudan dahil olmayan bazı uzmanlar bu önerinin henüz çok erken olduğunu düşünüyor.
Surrey Üniversitesi’nde beslenme tıbbı profesörü Profesör Margaret Rayman şu yorumu yaptı: ‘Bu çalışmanın, Kovid-19 enfeksiyonuna ilişkin bu tavsiye için değerli kanıtlar sağlayamayacağını düşünüyorum.’ Profesör Rayman daha sonra, insanların Kovid-19’la savaşmasına yardımcı olabilecek bazı temel besin maddelerinin omnivor bir diyetten elde edilmesinin aslında daha kolay olduğunu öne süren diğer çalışmalardan elde edilen kanıtlardan alıntı yaptı.
Newcastle Üniversitesi’nde kanıt sentezi alanında kıdemli öğretim görevlisi olan Dr. D. Gavin Stewart ayrıca çalışmanın nispeten küçük örneklem büyüklüğü ve gözlemsel doğası nedeniyle sonuçlara itiraz etti.
‘Bu çalışma ilginç veriler sağlıyor, ancak yazarların vardığı sonuçlar nedensel ilişkileri değerlendirmek için tasarlanmamış küçük gözlemsel çalışmaların doğasında bulunan belirsizliği yeterince yansıtmıyor. “Bitki bazlı diyetlerin Kovid-19 enfeksiyonunda önleyici bir role sahip olduğu sonucuna varmak için henüz erken ve garanti değil” dedi.
Makalede hem beslenme bilgilerinin hem de Kovid-19 enfeksiyon geçmişinin kişinin kendisi tarafından raporlandığı açıkça belirtiliyor. Bu tür veri toplama her zaman önyargıya yol açar. Örneğin insanlar bilinçli ya da bilinçsiz olarak yeme alışkanlıkları hakkında yanlış bilgi verebilir ve bazı kişiler asemptomatik COVİD hastası olabilir ve bu nedenle enfekte olduklarının farkında olmayabilir.
Açık Üniversite Uygulamalı İstatistik Emeritus Profesörü Kevin McConway şunları söyledi: ‘Asıl sorun şu ki, Kovid-19 enfeksiyonunun görülme sıklığının, bitki bazlı diyet uygulayan bireylerde, omnivor beslenen bireylere göre daha düşük olmasına rağmen, bunu yapamayız. Bu korelasyonun yediklerini söyledikleri diyet türünden mi yoksa başka bir şeyden mi kaynaklandığından emin olun. ‘ dedi.
Profesör McConway, araştırmacıların, farklı gruplarda önceden var olan tıbbi durumlar gibi sonuçları etkileyebilecek birçok faktörü hesaba katmak için istatistiksel ayarlamalar yaptığını, ancak tüm temelleri kapsamanın neredeyse imkansız olduğunu kabul etti.
‘Bu, diyet türünün enfeksiyon riskinde en azından bir dereceye kadar farklılıklara neden olma olasılığını dışlamıyor, ancak bu çalışmanın neden ve sonucundan emin olamayacağımız anlamına geliyor.’
Profesör McConway, “Elbette, insanların Kovid-19 enfeksiyonu riskine etkisi dışında, diyetlerindeki bitki bazlı gıda miktarını artırmak istemelerinin birçok nedeni var” dedi. Örneğin pek çok insan, çevre kaygısı veya hayvansal ürünlerin tüketimine yönelik ideolojik itiraz nedeniyle bitki bazlı bir yaşam tarzını benimsiyor.
Yazarların kendilerinin ve burada alıntılanan uzmanların vurguladığı uyarılar göz önüne alındığında, yalnızca bu çalışmaya dayanarak tüm yaşam tarzınızı değiştirmeniz yersiz olacaktır. Bununla birlikte, çalışmadaki ‘bitki temelli’ kümenin, hala et yiyen ancak onu daha az sıklıkta yiyen ‘esnekçiler’ olarak adlandırılanları da içerdiğini hatırlamakta fayda var.
Bu bahis hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım…
