Haber

“Türkiye’deki felaketin sebebi, yozlaşmış azınlığa hizmet eden iktidardır”

tori otten

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen hafta ülkesini ve komşusu Suriye’yi sarsan ölümcül depreme hükümetinin yetersiz tepki vermesi eleştirilerinin merkezinde yer aldı; Ancak sıkıntılar çok daha erken başlamıştı. Ancak trajedinin boyutuna rağmen, yine de muzaffer bir şekilde küllerinden doğabilir.

Geçen hafta Türkiye’nin güneyini ve komşu Suriye’yi vuran 7.8 büyüklüğündeki depremden bu yana 41.000’den fazla insan öldü ve binlerce kişi yaralandı (ABD Jeolojik Araştırmasına göre). Deprem, bu yüzyılın en büyük depremi ve 1939’dan beri Türkiye’de meydana gelen en ölümcül doğal afetlerin ortasında. İnsanlık ekonomik krizle karşı karşıya ve dondurucu kış koşullarında kalacak yer bulma mücadelesi veriyor.

‘Erdoğan’ın Savaşı: Bir Güçlü Adamın Yurtta ve Suriye’de Mücadelesi’ kitabının yazarı Gönül Tol, “Ülkede zaten birçok sorun vardı” diyor. Tol, ‘ciddi ekonomik sorunlara’ ve ‘boş kurumlara’ gönderme yapıyor.

New Republic dergisine konuşan Tol, “Bu deprem her şeyi daha da kötüleştirdi” dedi.

DEPREMDEN SONRA GÜÇ GELDİ AMA YÖNETMELİKLERE YARDIMCI OLMADI

Erdoğan, ironik bir şekilde, 1999’daki yıkıcı depremin ardından iktidara geldi; Türkiye’yi 20 yıldır yöneten Erdoğan, Mayıs ayında yeniden seçilmeye hazırlanıyor. Erdoğan, depreme tepkinin kontrol altında olduğu konusunda kararlı. Buna rağmen, onu eleştirenler hükümetin hazırlıksızlığından ve yavaş tepki süresinden şikayet ediyor.

Erdoğan göreve geldiğinden beri sivil toplum kuruluşlarını etkisiz hale getirdi ve hükümetinde partisine doğal afete nasıl tepki vereceğini bilen insanlardan daha sadık atadı. Müdahale kümelerinin bir elde yoğunlaşması, yolların ağır hasar gördüğü Türkiye üzerinden yapılacak dış yardıma dayanan Suriye’deki yardım faaliyetlerini de engelledi.

Sahadaki fiili katılımın çoğu, birçoğu merkezi idareler tarafından sağlanabilecek kaynakların eksikliğinden şikayet eden istekli kuruluşlar tarafından gerçekleştirildi.

Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Soli Özel, doğal afetlerde yardım amacıyla merkezi yönetim tarafından toplanan fonların depremden daha çok cumhurbaşkanı yandaşlarının yürüttüğü inşaat projelerine harcandığını belirtti.

Bu tür inşaat projeleri Erdoğan’ın başarısını artırmaya yardımcı oldu. Hükümetinin en değerli başarılarından biri yeni konutların inşasıydı. Öte yandan Erdoğan, geçtiğimiz günlerde ortalıkta dolaşan bir videoda 2019’da yaptığı bir kampanya konuşmasında, depremde yıkılan ve yıkılan Maraş’taki konut projelerinde yapı güvenliği yönetmeliğini hiçe saydığını söyleyerek böbürlenmişti. sakinlerinin ölümüne neden oldu.

BUGÜN YAŞADIĞIMIZ FELAKETİN NEDENİ KÖTÜ SİYASET

Tol, “Yozlaşmış bir azınlığın çıkarlarını her şeyin üzerinde tutan bir hükümet tarafından yönetilirseniz başınıza gelecek olan bu” dedi. Daha ölümcül bir felaket yaşarsınız” diyor. Tol’a göre “İnsanlar bunu görüyor ve anlıyor. Yine de insanlar çok ama çok kızgın.” Gönül Tol, “Bugün yaşadığımız felakete siyaset ve kötü siyaset neden oldu” değerlendirmesini de yapıyor.

Erdoğan’ın siyasi geleceği ilk kez inanç altında görünmüyor. Depremden önce muhalefet partileri ona karşı birleşik cephe oluşturmaya çalışıyorlardı ve seçimlerde başarılı olmaları beklenmiyordu. Ancak felaketin ardından gündeme geldiler ve olanlardan doğrudan Erdoğan’ı sorumlu tuttular. Muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu geçen hafta “Bu durumun sorumlusu varsa, Erdoğan’dır” dedi.

Johns Hopkins İleri Uluslararası Çalışmalar Okulu’ndan Yardımcı Doçent. Doç. Lisel Hintz’e göre sarsıntı, “muhalefetin tek sesle konuşabileceği bir zemin sunabilir.” Hintz yaptığı açıklamada, “[deprem] hükümetin halkı nasıl yüzüstü bıraktığını keskin bir şekilde gösterdi” dedi. Hintz, muhalefetin yaklaşan seçimleri Türkiye’deki otoriter yönetimden nihayet kurtulmak için bir dönüm noktası olarak gördüğüne değiniyor.

ERDOĞAN SEÇİMİ KAZANMAK İÇİN HER ŞEYİ YAPACAK

Hem Hintz hem de Tol, Erdoğan’ın seçimi ertelemesinin mümkün olduğunu düşünüyor. Erdoğan, seçim arifesine kadar sürecek olağanüstü hal (OHAL) ilan etti. Lojistik bağlamda, durum o zamana kadar büyük ölçüde düzelmemişse, Mayıs ayında bir seçim yapmanın nasıl mümkün olacağı artık belirsiz.

Erdoğan ertelese de ertelemese de yine de seçimi kazanabilir. 2016’da sosyal medya aracılığıyla yandaşlarını darbe girişimini engellemek için harekete geçirmeyi başardığı gibi, zor durumları kendi lehine çevirmede de usta.

Tol’a göre, Erdoğan tüm devlet kaynaklarını seferber ederse ve koordineli bir afet müdahalesi ortaya koyarsa, kamuoyunu kendi tarafına çekmeyi başarabilir.

Veya daha kolay bir yol izleyerek muhalif sesleri susturabilir. Türk hükümeti uzun zamandır muhalif sesleri susturmakla eleştirildi ve Ekim ayında “yanlış bilginin yayılmasını” önlemek için bir yasa çıkardı. Cumhuriyet savcıları, depreme müdahaleyi eleştiren haberler yayınlayan iki gazeteci hakkında soruşturma başlattı*.

Ayrıca hükümet, depremle ilgili “yanlış bilgilerin yayılmasını” engellemeye çalıştığını öne sürerek Twitter’a erişimi geçici olarak askıya aldı. Binlerce insan, felaketin boyutunu ve hükümetin zayıflığını gösteren gerçek zamanlı görüntüleri ve fotoğrafları Twitter’da paylaştı. Erişimin engellenmesi, yardım çabalarını daha da engelledi; çünkü olay yerindeki kullanıcılar, hasarın boyutunu ve ihtiyaç duyulan kaynakları anlamaya çalışan gönüllüler için inanılmaz faydalı bilgiler paylaştı.

Hintz, Erdoğan ve partisinin ‘seçimi kendi lehlerine çevirmek için otoriter alet çantalarındaki tüm araçları kullandıklarını’ belirtiyor. Hatta ilk belirlenen saatte seçim bile yapabilirler.

Hintz, Türkiye’de son seçimin olağanüstü hal koşullarında yapıldığını ve Erdoğan’ın zor da olsa zafer kazandığını belirtiyor. Hintz, “Bunu tekrar deneyebilirler” diyor.

Hintz, “İktidarda kalma sorunu Erdoğan için varoluşsal bir sorun” diyor. “Bu durum onu ​​risk almaya teşvik ediyor.”

* Devlet tarafından. [cn]

Yepyeni yazı New Republic sitesinden alınmıştır. (Çeviri: Tarkan Tufan)

erdekajans.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu