43 yıl sonra 5 Nolu Cezaevi önünde toplandılar: 12 Eylül devam ediyor
DİYARBAKIR –78’ler Araştırma ve Dayanışma Derneği Diyarbakır Şubesi, 12 Eylül darbesinin yıl dönümünde o dönemde insanlık dışı işkencelerin yaşandığı Diyarbakır E Tipi Cezaevi önünde açıklama yaptı.
Açıklamaya, Diyarbakır Cezaevi’nde kaldıkları süre boyunca işkenceye maruz kalan 78 Derneği üyeleri, Yeşil Sol Parti milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Halkların Demokratik Partisi “Tüm sivil ve askeri darbeleri kınıyoruz” pankartının yer aldığı açıklamaya katıldı. 12 Eylül Darbesi’nin 43. yıl dönümünde açılış töreni yapıldı. (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Diyarbakır Barosu, Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma, Dayanışma, Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER), sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri ve üyeleri katıldı.
Basın açıklamasının Kürtçesi 78’ler Derneği Başkanı Hüseyin Barış tarafından, Türkçesi ise İHD Diyarbakır Şube Başkanı Ercan Yılmaz tarafından okundu.
12 EYLÜL İLE YÜZLEŞME YAPILMAZ
12 Eylül 1980 askeri darbesinin üzerinden 43 yıl geçtiğine dikkat çeken Yılmaz, “Bu askeri darbe sonucunda infazlar yapıldı, işkence ve kötü muamele yasağını ihlal eden politika ve uygulamalar yaşandı. sendikaların, siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının kapatıldığını, ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini belirterek, “Vatandaşlar ülkeyi terk edip sürgüne gitmek zorunda kaldı” dedi.
Sonraki dönemde 12 Eylül darbesine aktif olarak katılanlar hakkında yargılama süreci başlatılsa da adaleti tesis etme çabasından uzak bu yargılama sonucunda bir sonuca ulaşılamadığını hatırlatan Yılmaz, ” Ne yazık ki 12 Eylül rejimi aradan geçen 43 yıla rağmen darbeyle gerçek bir yüzleşme ve hesaplaşmayı başaramadı.” “Tüm kurumlarıyla birlikte varlığını kendisi sürdürüyor” dedi.
ÜLKE 12 EYLÜL ANAYASASI ANAYASASIYLA YÖNETİLİYOR
43 yıldır ülkenin darbe anayasası ve o dönemde yapılan kanun ve yönetmeliklerle yönetildiğini belirten Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Darbe sonucu hayatımıza giren YÖK, RTÜK gibi kurumlar Darbe döneminde sendikal hak ve özgürlüklere getirilen kısıtlamalar bugün de varlığını sürdürüyor. Yine darbe. Kürtlerin sivil siyasete girmesini engellemeyi amaçlayan seçim barajı gibi anti-demokratik uygulamalar hâlâ yürürlükte. Cumhuriyetin kurucu zihniyeti tekçi ve inkarcı bir yapıya ve uygulamaya sahip olduğundan, 12 Eylül darbesi mevcut sorunları daha da derinleştirmiş ve günümüzde birçok sorunun ve ciddi hak ihlallerinin sebebi haline gelmiştir.12 Eylül Anayasası ve anlayışıyla yönetilen ülkede evrensel, evrensel Son yıllarda hukuk unsurları tamamen terk edilmiş, anti-demokratik uygulamalar yoğunlaşmış, Kürtlerin sivil siyasete katılma hakları baskılanmış, kayyum politikaları kalıcı hale getirilerek seçme ve seçilme özgürlükleri ihlal edilmiş, Kürtlerin hak ve özgürlükleri ihlal edilmiştir. Adil yargılama rafa kaldırıldı, ifade ve örgütlenme özgürlüğü gibi temel ilkeler askıya alındı. Hakları gasp edildi.”
YENİ ANAYASA İNŞAATI BAŞLAMALI
“Bütün bunlarla bağlantılı olarak Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözümünden uzaklaşılarak ‘Güvenlik Politikaları’nda ısrarcı bir sisteme geçildi, bu da mevcut sorunları daha da derinleştiriyor” diye konuştu. Her geçen gün yeni ciddi insan hakları ihlallerine yol açmakta ve ülkeyi istenilen toplumsal barıştan daha da uzaklaştırmaktadır. Ülkenin bu baskıcı ve antidemokratik yöntemlerle artık yönetilemeyeceği açıktır. Hukukun kozmik unsurlarına dayanan demokratik, eşitlikçi ve çoğulcu bir yönetim anlayışı; bu darbe zihniyetinin tüm kurumlarıyla bir bütün olarak yüzleşmek, hesaplaşmak ve nihayet yeni, sivil, demokratik ve çoğulcu bir yönetim anlayışı oluşturmaktır. bir anayasadır” dedi.
CEZAEVİ NO. 5 İNSAN HAKLARI MÜZESİ OLUN
Yılmaz, Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’nin İnsan Hakları Müzesi’ne dönüştürülmesini talep etti. Yılmaz, “Eylül darbesinden sonra Kürt halkının hafızasından asla silinmeyecek ağır insan hakları ihlallerine ilişkin suçların işlendiği bir merkez haline gelen Diyarbakır 5 Nolu Askeri Cezaevi’nin her karesinde yaşanan gerçekliğe sadık kalarak” dedi. 12 Askeri Darbe’de İnsan Hakları Müzesi büyük insanlığa ve ülkeye ithaf edilecek.” “Dönüşümünü talep ediyoruz” dedi.
TANRIKULU: BURADA ÖLÜM KOKUSUNU HİSSETTİM
Açıklamanın ardından konuşan CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Bu hapishane hepimizi travmatize etmiş, anılarımızda iz bırakmış bir hapishane. Buraya ne zaman gelsem annemi suçluyorum, ağabeyim bu hapishanede kaldı. Ben cezaevindeyken. Çocukluğumda annemin koşarken hiç görmedim. Bu kapıdan girerken düdük çalardı.” Ve oğlunu bir an önce görmek istediği için kaçacaktı. Kardeşimi ziyarete geldiğimizde bizimle hiç konuşmazdı. Bu hapishane pek çok eziyet ve zulme tanık oldu. Ben bu cezaevine 1984’ten sonra avukat olarak geldim. 1986’da büyük ölüm oruçları yaşandı. Ölüm kokusunu hiç bu kadar yakından görmemiştim. Bunun olduğunu görmemiştim. Ne yazık ki hapishane koşullarından dolayı ölüm kokusunu iliklerime kadar hissettim. Geçmişle hesaplaşmadan, yüzleşmeden bu travmaları atlatamayız. 12 Eylül darbesi Türk Silahlı Kuvvetlerinin emir komuta zinciriyle gerçekleştirdiği faşist bir darbedir. Ne yazık ki hesap sorulmadı ama hafızalarımızda var, unutmayacağız. Kesinlikle kesinlikle. “Bu faşist darbeyi gerçekten adil bir şekilde gerçekleştirenlere soracağız” dedi.
DARBE BİR ZİHNİYET MESELESİDİR
1994 yılında Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’nde tutulan Yeşil Sol Parti Diyarbakır Milletvekili Mehmet Kamaç, şunları söyledi: “1994’te olduğu gibi 15 yıl sonra bu cezaevinde insanların ölüm korkusunu nasıl hissettiğini görebiliyordunuz. Bu hapishanenin bir utanç müzesine dönüştürülmesi gerçekten de geçmişin kirlilikleriyle yüzleşmenin en önemli yoludur.” “Bunun çok büyük bir adım olacağını düşünüyorum. Darbecilik bu ülkede bir zihniyet sorunudur. Bu ülkede zihniyet değişmediği sürece darbecilik her zaman devam edecektir.”